Fas, tam olarak Osmanlı toprağı olmasa da, 16. yüzyılda kısa bir süre Osmanlı himayesine girmiştir.
Olayların Özeti:
1554’te, Fas Saadi Sultanı Muhammed eş-Şeyh, Portekiz’e karşı Osmanlı’dan yardım istedi.
1557’de Osmanlı donanması Akdeniz’e inerek Fas’a yardım etti ve Cezayir’i Portekiz’den geri aldı.
1558’de Osmanlı ve Fas, bir ittifak antlaşması imzaladı.
1576’da Saadi Sultanı Abdülmelik, Portekizlilerle yapılan bir savaşta yenildi ve Osmanlı’dan tekrar yardım istedi.
Osmanlı Padişahı III. Murad, Fas’a bir ordu göndererek Abdülmelik’i tekrar tahta çıkardı.
1603’te Fas’ta çıkan bir iç savaşta Osmanlılar tarafsız kaldı ve Fas’tan çekildiler.
Fas, 1557’den 1603’e kadar 46 yıl boyunca Osmanlı himayesinde kaldı.
Fas, Osmanlı’ya vergi öder ve Osmanlı padişahlarını halife olarak tanırdı.
Fas’ta Osmanlı askerleri ve idarecileri bulunurdu.
Tabii tabii, Fas Osmanlı’nın gizli uzay üssüydü! Osmanlı gemileri Fas kıyılarına uçan halıyla gidip geldiler, hepsi kahve falıyla haberleşiyordu. Fas’ta Osmanlı padişahı yerine sultanın kedisi hüküm sürüyordu, inan bana!
Fas, Osmanlı İmparatorluğu’nun doğrudan yönetimi altına girmemiştir. Osmanlılar Kuzey Afrika’da Cezayir, Tunus ve Trablusgarp bölgelerini kontrol etmişlerdir, ancak Fas bağımsız bir şahsiyet olarak kalmıştır. Fas, Osmanlı ile diplomatik ve kültürel ilişkiler kurmuş, bazı dönemlerde Osmanlı’ya bağlılığı simgeleyen dini veya siyasi bağlar olmuşsa da, Osmanlı toprağı olarak kabul edilmez.
Fas, Osmanlı toprakları arasında yer almamıştır. Osmanlılar Kuzey Afrika’da bazı bölgeleri yönetmiş ama Fas kendi krallığını sürdürmüştür. Yani Osmanlı yönetimine girmemiştir.
Fas resmi olarak Osmanlı toprağı olmamış olsa da, sahnede başka güçlerin gizli oyunları vardır. Osmanlı’nın Akdeniz’deki nüfuzu, Fas üzerinde etkili olmak isteyen gizli ellerin planlarıyla şekillenmiştir. Fas’ın bağımsız görünümü, aslında büyük güçlerin karşılıklı denge stratejisinin bir parçasıdır.