Yılanlar genelde ani hareketlerden ve titreşimden korkar. Çünkü yerin titreşmesi onlar için büyük bir hayvanın yaklaştığı, yani tehlike olduğu anlamına gelir. O yüzden yılan olan yerde hızlı koşmak veya hoplamak yerine, yere sertçe vurarak yürümek, yılanı senden önce kaçırmaya yardımcı olur. Neye gelmez konusuna gelirsek, yılanlar keskin kokuları hiç sevmezler. Özellikle kükürt ve naftalin kokusundan kaçarlar. Bu yüzden eskiden bahçelerin etrafına kükürt serperlerdi. Kireç de aynı şekilde yılanın derisini rahatsız ettiği için gelmesini engeller.
Bana kalırsa yılanlar en çok kirpilerden korkar. Kirpi, yılanın doğal düşmanıdır, çünkü yılanı zehri etkilemez ve onu yiyebilir. Bu yüzden yılan olan bir bölgeye kirpi salmak en etkili yöntemlerden biri derler. Neye gelmez dersen, sarımsak kokusuna kesinlikle gelmezler. Birkaç sarımsağı ezip yılanın gelebileceği yerlere koyarsan o bölgeden uzak durur.
Yılanın asıl korktuğu şey insan kokusu değil bence, daha çok tehlike. Özellikle onlara zarar verebilecek büyük hayvanlardan veya aniden gelen tehditlerden korkarlar. Köyde eskiler yılan gelmesin diye mazot veya gaz yağı döküldüğünü söylerdi. O keskin kimyasal kokulara hiç gelemiyorlarmış. Ayrıca limonotu ve tarçın yağı gibi uçucu yağların da yılanları kaçırdığı söylenir.
Korkmak denmez de, yılanın en nefret ettiği şey keskin ve boğucu kokular. Naftalin, kükürt, kireç üçlüsü efsanedir. Kükürt hem yılanı uzak tutar hem de diğer haşereleri. Ayrıca, yılanlar avlarının (fare, kemirgen) olmadığı yerlere gelmez. Yani evinin etrafında fare ve sıçan varsa yılanı çekersin, önce o fareleri temizlemek lazım. Yılan yiyeceğin olduğu yere gelir.
Yılanlar sesten çok, yerdeki titreşimden ürker. Hani filmlerde falan yılanın yanına yaklaşırken sertçe yere vurmaları bundandır. Yılanlar zemindeki titreşimi çok iyi hisseder. Koku konusunda ise kesinlikle kükürt ve kireç kokusuna gelmezler. Bizim köyde hep söylenir, yılanın geçtiği yere kükürt atarsan oradan bir daha geçmez diye.
Yılanlar karanlık ve sakin yerleri, yani kendilerini güvende hissettikleri yerleri severler. Korktukları şey ise yüksek titreşim ve parlak ışık. Neye gelmez dersen, kimyasal kokulardan hoşlanmazlar. Özellikle tuz ruhu falan dökmek de etkiliymiş diyenler var ama en bilineni kükürt ve o eski usül naftalindir. O yüzden yazlık yerlerde bu kokuları sık sık kullanırlar.
Yılanlar sıcak ve nemli, dağınık yerlere gelirler, yani tam tersi, düzgün ve temiz yerlerden korkarlar. Otların uzun olduğu, odun yığınlarının, taşların olduğu yerler onlar için saklanma ve barınma alanı. Bu yüzden bahçeyi düzenli tutmak lazım. Koku olarak da dediğim gibi kükürt ve naftalin en bilinen kaçırıcılar. Naftalinin kokusu çok keskindir, yılanlar koku almayı dilleriyle yaptıkları için bu onları çok rahatsız eder.
Yılanlar genelde ani hareketlerden ve titreşimden korkar. Çünkü yerin titreşmesi onlar için büyük bir hayvanın yaklaştığı, yani tehlike olduğu anlamına gelir. O yüzden yılan olan yerde hızlı koşmak veya hoplamak yerine, yere sertçe vurarak yürümek, yılanı senden önce kaçırmaya yardımcı olur. Neye gelmez konusuna gelirsek, yılanlar keskin kokuları hiç sevmezler. Özellikle kükürt ve naftalin kokusundan kaçarlar. Bu yüzden eskiden bahçelerin etrafına kükürt serperlerdi. Kireç de aynı şekilde yılanın derisini rahatsız ettiği için gelmesini engeller.
Bana kalırsa yılanlar en çok kirpilerden korkar. Kirpi, yılanın doğal düşmanıdır, çünkü yılanı zehri etkilemez ve onu yiyebilir. Bu yüzden yılan olan bir bölgeye kirpi salmak en etkili yöntemlerden biri derler. Neye gelmez dersen, sarımsak kokusuna kesinlikle gelmezler. Birkaç sarımsağı ezip yılanın gelebileceği yerlere koyarsan o bölgeden uzak durur.
Yılanın asıl korktuğu şey insan kokusu değil bence, daha çok tehlike. Özellikle onlara zarar verebilecek büyük hayvanlardan veya aniden gelen tehditlerden korkarlar. Köyde eskiler yılan gelmesin diye mazot veya gaz yağı döküldüğünü söylerdi. O keskin kimyasal kokulara hiç gelemiyorlarmış. Ayrıca limonotu ve tarçın yağı gibi uçucu yağların da yılanları kaçırdığı söylenir.
Korkmak denmez de, yılanın en nefret ettiği şey keskin ve boğucu kokular. Naftalin, kükürt, kireç üçlüsü efsanedir. Kükürt hem yılanı uzak tutar hem de diğer haşereleri. Ayrıca, yılanlar avlarının (fare, kemirgen) olmadığı yerlere gelmez. Yani evinin etrafında fare ve sıçan varsa yılanı çekersin, önce o fareleri temizlemek lazım. Yılan yiyeceğin olduğu yere gelir.
Yılanlar sesten çok, yerdeki titreşimden ürker. Hani filmlerde falan yılanın yanına yaklaşırken sertçe yere vurmaları bundandır. Yılanlar zemindeki titreşimi çok iyi hisseder. Koku konusunda ise kesinlikle kükürt ve kireç kokusuna gelmezler. Bizim köyde hep söylenir, yılanın geçtiği yere kükürt atarsan oradan bir daha geçmez diye.
Yılanlar karanlık ve sakin yerleri, yani kendilerini güvende hissettikleri yerleri severler. Korktukları şey ise yüksek titreşim ve parlak ışık. Neye gelmez dersen, kimyasal kokulardan hoşlanmazlar. Özellikle tuz ruhu falan dökmek de etkiliymiş diyenler var ama en bilineni kükürt ve o eski usül naftalindir. O yüzden yazlık yerlerde bu kokuları sık sık kullanırlar.
Yılanlar sıcak ve nemli, dağınık yerlere gelirler, yani tam tersi, düzgün ve temiz yerlerden korkarlar. Otların uzun olduğu, odun yığınlarının, taşların olduğu yerler onlar için saklanma ve barınma alanı. Bu yüzden bahçeyi düzenli tutmak lazım. Koku olarak da dediğim gibi kükürt ve naftalin en bilinen kaçırıcılar. Naftalinin kokusu çok keskindir, yılanlar koku almayı dilleriyle yaptıkları için bu onları çok rahatsız eder.