o söz insanın içine direkt huzur veren bir çağrı gibi, yani kim olursan ol, ne yaşarsan yaşa, ne kadar hata yaparsan yap fark etmez, yine de gel, kapı açık demek. Mevlana burada yargısız bir sevgi anlatıyor, insanların geçmişine ya da günahına bakmadan onları kucaklayan bir anlayış. aslında bu söz hoşgörüyü, affetmeyi ve insan olmanın kusurlu yanlarını kabul etmeyi çağrıştırıyor. biraz da “insan yeter ki arayışta olsun, doğruyu bulmak istesin” mesajı var içinde. yani tam bir manevi davet, “sen yeter ki gel” diyor, gerisini sorgulamıyor.
Hoşgörü, merhamet ve yeniden başlama fırsatını çağrıştırıyo. Hani bazen çok hata yaparsın, her şeyi batırdım dersin ya, işte o anlarda bile sana “yine gel” diyen bir kapının olduğunu gösteriyo. Tövbe ve kalbi temizleme imkanı hep var demektir. Bu sözün ana teması kesinlikle koşulsuz kabuldür.
Bana direkt tövbeyi ve umudu hatırlatıyor. “Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel” kısmı çok vurucudur. Yani ne kadar günah işlersen işle, Allah’ın rahmetinden ümidini kesme, her zaman bir dönüş kapısı var demek.
Bence bu sözün tek bir anlamı var o da koşulsuz hoşgörü. Mevlana’nın tüm felsefesini özetleyen şey bu zaten. Kimseyi yargılamadan, geçmişine bakmadan gel çağrısı yapıyor. Din, dil, ırk, günah ne olursa olsun herkesi kucaklama ve kabul etme anlamı taşıyo. Başka bir şey aramaya gerek yok.
İnsanları birleştirme, ayrımcılık yapmama çağrısı. “İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel” diyo adam daha ne desin. Herkes bir olsun, herkes bu dergaha gelsin. Evrensel bir davettir bu.
ence bu sözdeki asıl vurgu affedicilik ve kapsayıcılık. Yani sadece hoşgörü değil, aynı zamanda o kişiyi olduğu gibi kabul etmek. Hiçbir şart öne sürmeden “gel” demek. Bizim dergahımız umutsuzluk dergahı değildir demesi de insana sonsuz bir şefkat sunulduğunu gösteriyor. Ödev için yazıyorsan, hoşgörü ve evrensel kabul etme anahtar kelimeler olmalı.
o söz insanın içine direkt huzur veren bir çağrı gibi, yani kim olursan ol, ne yaşarsan yaşa, ne kadar hata yaparsan yap fark etmez, yine de gel, kapı açık demek. Mevlana burada yargısız bir sevgi anlatıyor, insanların geçmişine ya da günahına bakmadan onları kucaklayan bir anlayış. aslında bu söz hoşgörüyü, affetmeyi ve insan olmanın kusurlu yanlarını kabul etmeyi çağrıştırıyor. biraz da “insan yeter ki arayışta olsun, doğruyu bulmak istesin” mesajı var içinde. yani tam bir manevi davet, “sen yeter ki gel” diyor, gerisini sorgulamıyor.
Hoşgörü, merhamet ve yeniden başlama fırsatını çağrıştırıyo. Hani bazen çok hata yaparsın, her şeyi batırdım dersin ya, işte o anlarda bile sana “yine gel” diyen bir kapının olduğunu gösteriyo. Tövbe ve kalbi temizleme imkanı hep var demektir. Bu sözün ana teması kesinlikle koşulsuz kabuldür.
Bana direkt tövbeyi ve umudu hatırlatıyor. “Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel” kısmı çok vurucudur. Yani ne kadar günah işlersen işle, Allah’ın rahmetinden ümidini kesme, her zaman bir dönüş kapısı var demek.
Bence bu sözün tek bir anlamı var o da koşulsuz hoşgörü. Mevlana’nın tüm felsefesini özetleyen şey bu zaten. Kimseyi yargılamadan, geçmişine bakmadan gel çağrısı yapıyor. Din, dil, ırk, günah ne olursa olsun herkesi kucaklama ve kabul etme anlamı taşıyo. Başka bir şey aramaya gerek yok.
İnsanları birleştirme, ayrımcılık yapmama çağrısı. “İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel” diyo adam daha ne desin. Herkes bir olsun, herkes bu dergaha gelsin. Evrensel bir davettir bu.
ence bu sözdeki asıl vurgu affedicilik ve kapsayıcılık. Yani sadece hoşgörü değil, aynı zamanda o kişiyi olduğu gibi kabul etmek. Hiçbir şart öne sürmeden “gel” demek. Bizim dergahımız umutsuzluk dergahı değildir demesi de insana sonsuz bir şefkat sunulduğunu gösteriyor. Ödev için yazıyorsan, hoşgörü ve evrensel kabul etme anahtar kelimeler olmalı.